
İşte bir şarkı dinlersin ve iç sesin işin içine karışır:
En büyük korkum seni kaybetmekti -hem de beni tamamen bir başka yabancıya dönüşmüş berbat bir herif olarak kaybetmen- ve en büyüğü gerçekleştiğinde hiç bir şey yapamamak. tüm o anı durdurmak için. O kadar saçma ki aramızdaki bu uçurum. O kadar saçma ki kaybolmak birbirinin bakışında. Birbirini o kadar iyi anlayabilecekken konuşmamak. Konuşmamak değil, konuşmaya gerek duymuyormuş gibi davranmak o kadar üzücü ki… Üzüntülere dayanabiliriz en sertlerine ikimiz de biliyoruz. Bir biz kalmadı artık. Yeniden artık ben ve sen. Benim hikayem ve senin hikayen var yeniden. Artık senin hikayende olamadığımda beni koruyacağını değil, bizi koruyacağını sanmıştım, aynısı gerçekleştiğinde bizi koruduğumu sanmıştım, ama yol her şeyi değiştiriyor, senin bana yazdığın gibi, uçan bir balonun üzerinden sana ulaşabilsem ve yeniden sana sarılabilsem, hiç böyle olmamıştı, aklımdan hiç çıkmıyor oluşunu hala anlamıyorum, düşünme artık beni, ben de seni düşünmeyim.
Eğer beni seni üzmüş bir herif olarak hatırlıyorsan, seni herkesten çok mutlu etmek istedim, sözcükler bir işe yaramaz, seni özgür bırakmak istiyorum ama olmuyor, ne yaptım ben, nasıl da bıraktım ipin uçunu birdenbire. affettim kendimi ama çok geç. çok geç olmadığını söylemeni isterdim. ama çok basit olurdu bu değil mi? Şimdi ikimiz de zamanın oyununda ilerliyoruz. Rutinleşmeden geçip gitmek isterdim yanından, yanağına bir öpücük kondurmak ve hatırlamak yitirdiğim her şeyi. pişmanlığımdan kurtulmak isterdim, her gün. ama bu olmayacak, araya başkalarını başka olayları da soksak bu gerçekleşmeyecek, hep tamamlanamamış olarak kalacağız, aramak istedim seni ama beni o kadar uzaklara savurdun ki… şu an bile elim telefona gidiyor ama senin bir yabancıya dönüşmüş şekilde o telefonu açacağını biliyorum, seni hep en güzel halinle, yağmurlu saçlarınla hatırlayacağım. şimdi sadece hayaller, başından beri bana verdiğin en güzel hayaller kaldı. O kadar gerçek ve inanılmazdık ki bunu bozmuş olmak, özür dilerim, defalarca özür dilesem de seni kendimden soğutmayı o kadar iyi başardım ki hiç bir soğuk işlemiyor artık içime. beni duymuyorsun, en önemlisi merak bile etmiyorsun artık. Özür dilerim, çocukça budalılığımdan dolayı. Seni yanlış anladığımdan dolayı…
Senin bensiz mutlu olduğunu bilmek, böyle olmasını istemedim. İnan bana istemedim. Benimle mutlu olacağını mutsuz olduğumuz her anı değiştireceğimizi düşündüm. Korumaya devam ediyorum. Sürgün edilmiş bir herif olarak… ama hiç karşılaşamıyoruz bu kez terk ediş ve ayrılığın yaraları geçiyor ve değişmiş olmak bile seni bana geri getirmiyor artık. Konuşamamıştık ama birbirimizi anlamıştık, öyle hissetmiştim, sana inanıyorum, seni düşünüyorum. Uç ve kanatlarına güven. Bu aşkta çıkar yoktu, ikimiz de yolumuza devam edeceğiz ve bazı geceler birbirimizin aklına düşeceğiz, kollarımız birbirini unutmuş olsa da bizim kadar güneşe yakın uçan olmayacak… Bazı şarkılar seni bana hatırlatıyor. Seni bana hatırlatan o kadar çok şeye sahibim ki… hepsini sana değişebilsem keşke, çok geç biliyorum, çocukça melankolimin yalnız başına hiç bir şeyi düzeltmeyeceğini biliyorum. Büyümek istemiyorum, benim seninle paylaşmak istediğim derdim buydu. Büyümek istememek.
Seslenen Neşe
Elisha David
Öv dünyayı
Ve büyü
Ve kederinin gitmesine izin ver
Günle yüzleş
Kucakla
Seslenen neşeyi tekrarla
Korkmuştum
(Bozuldum)
Kalacaktın
(Aşk nereye gitti?)
Zamanım dar giyiniyor
Çalışmalarını öv
Ve kederinin gitmesine izin ver
En berbat hata için
Senin gidişini hiç görememek
Gün kaldığı gibi
Kalbim neşe dolu
Ateşböcekleri mezarı aydınlatıyor
Ama sen nereye gittiklerini umursamıyorsun
Orada değildim
(Utandım)
Kim suçlanacak?
(Kimse umursamaz)
Yanıldım hala görmezden gelmeye
Çalışmalarını öv
Ve kederinin gitmesine izin ver
En berbat hata için
Senin gidişini hiç görememek
The Sounding Joy
Elisha David
praise the world
and grow
and let your sorrow go
face the day
embrace
repeat the sounding joy
i was afraid
(i was impaired)
you would have stayed
(where did love go?)
my time is wearing thin
praise the work of age
and let your sorrow go
for the worst mistake
is to ever see you go
as the day remains
my heart is full of joy
fireflies light the grave
but you care not where they go
i wasn’t there
(i was ashamed)
who’s to blame?
(nobody cares)
still i stumble to ignore
praise the work of age
and let your sorrow go
for the worst mistake
is to ever see you go